Deniz atları Syngnathidae familyasında yer almaktadır. Hippocampus cinsine ait olmakta olan balıklar arasında bulunur. Yaşam alanları olarak daha çok ılıman ve tropikal sular olarak geçmektedir. Deniz adları boyut açısından 16 milimetre ile 35 santimetre arasında değişiklik göstermektedir. Erkek hamileliğin yalnızca iki tür grupta bulunduğu sınıfta yer almaktadır. Bu sınıfın içerisinde yılan iğnesi ve denizatı girmektedir. Yapısal açıdan Deniz altlarının alt vücudundaki arka yüzgeç ve kafalarındaki solungaçların yanında göğüs yüzgeçleri ile balık görünümüne sahiptir. Yapısal özellik açısından deniz adlarının türleri kısmi olarak saydam bulunmaktadır. Dolayısıyla saydam oluşları durumundan dolayı akvaryumda var olsalar da görünmemektedir.

İlginç görüntüsü ve biyolojisiyle ilgi çeken denizatının mitolojide de yeri vardır. Yunan mitolojisinde Hippocampus olarak geçen denizatının vücudunun üst kısmı at, alt kısmı ise balık olarak resmedilir. Homeros’un İlyada eserinde, Poseidon’u denizin üzerinde giden atların Tanrısı olarak tanımlaması, denizatıyla ilişkilendirilebilir.

M.Ö. 4. yüzyılda Lübnan’da, üzerinde denizatı olan paralar basılmış, Anadolu’da M.Ö. 6. yüzyılda yapıldığı düşünülen altından bir denizatı bulunmuştur. İngiltere’deki Roma Hamamları’nda da denizatı mozaiklerine rastlanmıştır. Tüm bunlar, insanlığın denizatına ilgisinin tarih öncesine dek uzandığını gösterir.

Denizatları, görünüşleriyle suda yüzen ejderhalara ya da atlara benzeseler de aslında balık türleri arasındadırlar. Vücutlarının alt kısmında bulunan yüzgeçler ve üst kısmında bulunan solungaçlar denizatının bir balık türü olduğunu gözler önüne serer.

Denizatları tropik ve yarı tropik sularda genelde 45° Kuzey ve 45° Güney enlemleri arasında yaşar. Amerika’dan Avrupa’ya dünyanın birçok yerinde farklı denizatı türleri görülür. Bu türlerin büyüklüğü 35 cm ile 16 mm arasında değişir. En küçük denizatları, Bahamalar’da bulunur ve cüce denizatları olarak anılırlar.

Denizatlarının insanların en çok ilgisini çeken özelliklerinden biri aşk hayatlarıdır. Denizatları, hayvanlar arasında nadir görülen bir özelliğe sahiptirler ve çoğu denizatının hayatı boyunca sadece tek bir eşi olur. Üstelik eşini kaybeden denizatlarının yas tuttuğu da gözlemlenmiştir.

Denizatlarının romantik hayatlarının yanı sıra üreme süreçleri de ilgi çekicidir. Sadece denizatının ait olduğu familyaya has bir biyolojik özellik sonucunda, erkek denizatları doğum yapar. Erkek denizatının kuluçka kesesinde 2 ile 3 hafta arası bir süre boyunca büyüyen yavrular, doğumdan sonra ise baba sevgisini pek tadamazlar çünkü erkeğin görevi doğumla beraber sonlanmış olur.

Denizatlarının ilginç bir özelliği ise adeta bukalemun gibi renk değiştirebilmeleridir. Kendilerini korumak için bulundukları ortamın renklerine uyum sağlayarak kamufle olurlar. En küçük yani korunmaya en çok ihtiyaç duyan denizatlarının formlarını da değiştirebildiği örneğin üzerinde kabarcıklar belirmesini sağlayarak mercanlar arasında kaybolabildiği gözlemlenmiştir.

Bu güzel hayvanların ömrü 4 – 5 yıl kadardır. Değişen iklim ve doğa koşulları tüm hayvanları olduğu gibi denizatlarını da olumsuz yönde etkilemekte ve bilinçsiz avcılık da eklenince 40 milyon yıldır var oldukları düşünülen denizatlarının türü tehlikeye girmektedir.

Deniz atları yaşamları ve yaşam koşulları

Denizatları, Deniz ejderlerine yakın akraba olarak bilinmektedir. Fakat bir fark olarak vücutları daha büyük ve yaprak benzeri uzantılarına sahiptir. Bu uzantıların bulunmasından dolayı yüzen deniz yosunu ve esmer su yosunu yataklarının arasında kolayca saklanabilmektedir. Deniz ejderleri ise larvamsı balıklar olarak geçmektedir. Hem görüntüsü hem de ilginç bir karaktere sahip olması açısından su altı canlıları arasındaki en merak uyandıran varlıklardan birisidir.

Deniz atı canlarının mitolojide de oldukça sıklıkla yeri bulunmaktadır. Mitolojide hippocampus olarak adlandırılıp üst kısmı at alt kısmı ise balık olarak nitelendirilmektedir. İlk olarak bakıldığında bir yüzen ejderha görüntüsüne sahip olan deniz atları vücutlarının alt kısmında bulundurdukları yüzgeçler ve üst kısmındaki solungaçlar ile bir balık türü olarak yaşamını sürdürmektedir. Tropik ya da yarı tropik sularda sıklıkla yaşadığı gözükmektedir.

Deniz Atları Doğası ve Ekolojisi

Deniz atları Amerika’dan Avrupa’ya dünyada birçok farklı bölgelerde sıklıkla rastlanmaktadır. deniz atları yaklaşık olarak 35 santim büyüklüğünde kadar olabilmektedir. En küçük denizatları ise bahamalarda yer almaktadır. 16 milimetreye kadar küçük olan deniz atları da bulunmaktadır. Deniz atlarının hayatı boyunca yalnızca tek bir eşi olur. Bu karakteristik özelliğinden ötürü insanlar tarafından sıklıkla merak uyandırmaktadır. Sadece deniz atlarına özgü bir biyolojik yeti olarak üreme yönünden erkek denizatları doğum yapmaktadır.

Deniz Atları yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.

Latince adı Crocodilia olan ağırlıklı olarak sıcak bölgelerde, su kenarları ve bataklıklarda yaşayan timsahlar, kemik benzeri pullarla vücutları kaplı olan sürüngenler grubuna ait bir hayvan türüdür. Timsah kelimesinin kökeni Arapçadır. Kökeni, geçmişi 80 milyon yıl öncesine dayanan timsahlar ile kuşlar aslında yakın akrabalardır. Bu iki tür Archosauria grubunun günümüzde yaşayan son üyeleri olarak bilinirler. Geçmişi çok eski olup günümüzde halen bulunmakta olan en yaşlı hayvan türlerinden biridir. Geçmişten günümüze kadar farklı boyutlarda ve özelliklerde timsah türleri yaşamıştır.

Timsahların Özellikleri Nelerdir?

Tarihin en eski ve tehlikeli hayvan türlerinden olan, ama bir o kadar da ilgi çekici görüntüsü ve havasıyla merak uyandıran timsahların özellikleri; uzaktan bakıldığı zaman kertenkeleye benzemeleri, önde beşer arkada dörder parmağa sahip olmaları, uzun ve de basık kuyrukları sayesinde kuyruğun suda kürek görevi görmesi, dişlerinin ve çenesinin çok kuvvetli olması, etli bir yapısının olması ve dilin damağa yapışık olup dışarıya çıkaramaması, göz, burun ve kulaklarının baş üstünde olması ve suda yüzerken etrafını geniş bir açıyla rahat görüyor olması, karada hantal olmalarına karşın suda oldukça iyi ve hızlı olmaları, gündüzleri yatıp geceleri gece görüşü özellikleriyle ava çıkmaları ve son son olarakta renk körü olmalarıdır.

Timsahlar Nasıl Avlanır Ve Beslenir?

Timsahlar, etçil hayvanlar olup, genellikle kuş, balık ve suya gelmiş olan memeli tüm hayvanlarla beslenirler. Hatta insanlara da saldıran timsahlar vardır. Timsahlar nasıl avlanır diye merak edenler için şunu söylemek gerekir; öncelikle direkt avlarını görür görmez saldırmazlar. Hedeflerinin 2 metreye kadar alanlarına girmesini beklerler. yaklaşık 12 m/s hız ile ani bir hamle ile avına saldırır bu ani yükselen hıza da vücut yapıları, kaslı olan kuyrukları ve arka bacakları sayesinde ulaşırlar. Avlarını yakaladıkları anda kaçırmamalarını sağlayan şey ise çok güçlü çene yapılarıdır. Bu sayede avlarını suya doğru çekerler ve boğarak öldürürler. Timsahlarda ölüm dönüşü diye adlandırılan bir hamle daha vardır. Bu da kendilerinden daha büyük yapıdaki hayvanlara uyguladıkları bir hamledir. Avı ağzı ile yakaladıktan sonra sıkı kavrayıp kendi çevresinde 2-3 kez dönerek ölüm dönüşünü gerçekleştirir. Bu dönüş sayesinde avını daha küçük parçalara ayırmış olur. Çeneleri hareket etmediği için çiğneme işlemini yapamadan büyük parçalar olarak avlarını yutmak zorunda kalırlar. Sindirim amaçlı olarak taş ve çakıl gibi maddeleri de yutarlar ama sonrasında dişlerinin arasından artıkları atarlar. Hatta timsahlar ağızlarındaki atamadıkları atıklar dişlerinde kaldığı zaman, ağızlarını açık tutarlar. Kuşların bazı türleri de bunu görüp bu artıkları gelip yerler. Bu duruma da Protokooperasyon adı verilir.

Timsahlarla İlgili Şaşırtıcı Bilgiler

Dünyadaki en tehlikeli hayvanlar arasında ve 84 milyon yıllık bir tarihi geçmişe sahip olan Timsahlar hakkında timsahlarla ilgili şaşırtıcı bilgiler şu şekildedir;

• Tek bir timsah türü yoktu. Dünya üzerinde 23 farklı türde timsah bulunur.

• Timsahlar ağırlıklı olarak Asya, Afrika, Avustralya ve Amerika kıtalarında bulunur. Genel olarak uygun koşullardaki her bölgede yaşayabilirler.

• Yaşam alanı konusunda bir tercihleri yoktur. Göl, nehir, tatlı su ya da tuzlu su ayırt etmezler.

• Beslenme konusunda etçillerdir ve av ayırt etmez her hayvanı yerler.

• Birçok hayvan türüne göre uzun ömürlü olup, yaklaşık 80-90 yıl yaşarlar.

• Sürüngen türünde olan timsahların uzunluğu yaklaşık 4-5 metre civarıdır.

• Yapı olarak büyük ve de hantal tipte hayvanlar olarak bilinirler. Bazılarının ağırlığı 1200 kg ağırlığa kadar ulaşabilir.

• Ağızlarını suyun altında da rahat bir şekilde açabilirler.

• Gece görüşü özellikleri vardır. Bu nedenle gece avlanmayı tercih ederler.

• İstediklerinde saatte 25 km/s hıza ulaşabilirler.

• Yavrularını ağızlarında taşırlar ve büyük önem verirler.

• Ter bezleri olmadığı için terleme özellikleri yoktur.

• Metabolizmaları yavaş olduğu için sürekli açlık hissetmezler.

• En güçlü türleri tuzlu suda yaşayan su timsahlarıdır.

• Timsahlar su altında kalabilmek için yöntem olarak taş yutarlar.

• Ayılar gibi kış dönemlerinde kış uykusuna yatarlar.

• Ön ayaklarında beşer, arkada ise dörder parmak vardır. Parmak aralarında ise biraz perde bulunur.

• Çene yapıları insanlardan farklı olarak sadece üst çeneleri açılabilmektedir.

• Suya dalma anlarında 2-3 saat altta kalabilirler. Çünkü dalış anında burun ve kulak delikleri birer kapakla kendiliğinden örtülmektedir.

• Yavru timsahlar besin kaynağı olarak, salyangoz, su böcekleri ve balık yumurtalarını tercih ederler.

• Timsahlar avlarını yerken ağızlarını çok açarlarsa gözlerinden bir sıvı gelir. Bu gözyaşı değildir ama halk arasında timsah gözyaşı diye bir kavram bulunmaktadır.

Timsahlar yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.

Tüm dünya denizlerinde, bazı nehirlerde ve karaları çevreleyen 200 metre derinliği olan, sığ deniz tiplerinde rastlayacağımız yunus balıkları, etobur canlılar olarak bilinmektedir. Genel olarak balık ve mürekkep balığı yiyen yunus balıkları omurgalı hayvanların içine de girerler. Evrenin en zeki canlılarından biri olarak kabul edilen yunus balıklarının 40 türü vardır. Yunus balıklarının, arkadaş canlısı olması ve oyunculuklarının verdiği sevimlilik, insanlar tarafından en çok sevilen ve tanınan türü şişe burun diye bilinen “afalina” yunus balıkları olmaktadır. Bilim insanlarının, okyanusta bulunan canlılar topluluğu sistemini tehdit eden sorunları belirlemelerine yardımcı oldukları bilinen yunus balıklarının, hayat kurtardığı yönünde araştırmalarda mevcuttur. Etrafta bulunan tek bir ses dalgasıyla işitme duyuları en gelişmiş duyuları olduğu için, olan biten her şeyi hissetmektedirler. Ayrıca hem suda, hem su üstünde, 180 derecelik açıya ve iyi görüşe sahip, gözleri sayesinde de arkalarını da görebilen yunus balıklarının en ilginç özellikleri nelerdir? birlikte inceleyelim.

Yunus Balıklarının Az Bilinen En İlginç Özellikleri Nelerdir?

Yunus balıkları denizlerin ve okyanusların yaramaz, şirin çocukları olarak bilinmektedir. İnsanlar gibi yunuslarda sosyalleşmekten çok hoşlanırlar ve yüzlerinde bulunan tebessümleri sayesinde insanları her zaman gülümsetmeyi başarmış cana yakın canlılardır. Yunus balıkları özellikle taklit edildiği zaman ilginç sonuçlar elde edildiği gözlemlenmiştir. Dünyada yaşadıkları ortamlara göre farklı özellikler geliştirmiş olan yunus balıklarının, az bilinen en ilginç özellikleri neler maddeler halinde inceleyelim;

1. Güçlü hafızaya sahiptirler ve neredeyse hiçbir şeyi unutmazlar.

2. Bazı yunus balıkları avlarını yakalayabilmek için tuzak kurarlar, bazıları da sürü halinde hareket ederek avlanırlar.

3. Yunusların burun yapıları baz alınarak yapılan gemilerin, burun kısımları sayesinde %25 oranında yakıt tasarrufu sağladıkları gözlenmiştir.

4. Yunus balıklarının vücudu model olarak concorde uçaklarda kullanılmıştır. Bu sayede hızın 2,5 kat oranda arttığı gözlenmiştir.

5. Yunus balıklarının derileri üç farklı tabakadan oluşur. Hızla yüzen yunuslar basınç etkilerinden bu özelliği sayesinde korunurlar.

6. Alman denizaltı mühendisleri, yunus balıklarının deri özellikleri düşünülerek yapılan denizaltının %250 hız oranında artış sağladığını belirtmişlerdir.

7. Yunus balıklarının en önemli özelliği ise, beyinlerinin bir kısmını kapalı tutarak, uyanık kalarak uyuma teknikleridir. Bu şekilde 8 saat kadar uyudukları bilinmektedir.

Yunus Balıklarının Karakter Yapısı

Yunus balıklarının karakter yapısı, çıkardıkları sesler, ilginç eğlence anlayışları, her zaman neşeli ve hareketli görünmelerine olanak tanımaktadır. Bu özellikleri sayesinde, insanların ilgi odağı olmayı başarmışlardır. Yunus balıkları en meraklı canlılardan bir tanesidir. Herşeyi öğrenmek, öğrendiklerini geliştirmek ve uygulamak isterler. Avlanmak ve yiyecek bulmak için doğayı kullanmayı da en iyi şekilde öğrenmişlerdir.

Yunus Balıklarının İletişim Teknikleri

Bilim ve teknik alanında çığır açmış olan, yunus balıklarının ses dalgaları ile kurdukları iletişim, bilim dünyasının fazlasıyla ilgisini çekmiştir. Yunus balıkları, başının ön kısmında bulunan özel organları sayesinde 200.000’den fazla titreşimli ses dalgaları göndermektedirler. Bu titreşimler yunus balıklarında, denizaltılarda bulunan ses dalgalarını saptayan bir sistem görevini görmekle beraber, aynı zamanda iletişim kurmalarını sağlamaktadır. Yunus balıkları iletişim teknikleri sayesinde engelleri, cisimlerin yön ve uzaklıklarını, hızlarını ve şekillerini detayları ile hesaplayabilme yeteneklerine sahiptir. Bu özellik, her yunus balığı türünde aynıdır. Genel olarak erişkin dişilerden oluşmakta ve dişilerin topluluk iletişim merkezi olarak görev yaptıkları anlaşılmıştır. Yunus balıklarında olan bu özellik günümüzde insanların kullandığı internet ağı gibi, iletişim araçlarında da kullanılarak mevcuttaki kusurların kaldırılmasına imkan sağlayacağı düşünülmektedir.

Yunus Balıklarının İnsan Üzerindeki Olumlu Etkileri

Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar sonucunda, yunus balıklarının tıpkı insanlarda olduğu gibi duygu ve sosyal algılamalarını sağlayan economo sinir hücreleri saptanmıştır. Buna bağlı olarak oyuncak istemeyi, araç gereçleri kullanmayı ve insanların sergilediği mimiksel anlatımları algılayıp öğrenebilmektedirler. Yunus balıkları ile yüzmek insanlarda mutluluk hissini uyandırdığı gibi beyinde de rahatlama hissi verdiği tespit edilmiştir. Ayrıca birçok hastalığın tedavi yöntemi olarak bilinmektedir. Yunus balıkları, insana huzur verir, bağışıklık sistemini güçlendirir, farkındalığı ve dikkati arttırır, kendini kontrol edebilme özelliklerini geliştirir ve down sendromlu çocukların davranışlarına olumlu yönde etki ettiği gözlenmiştir. Yunus balıkları, denizin gücünü ve güvenli bir ortamı ifade eden balık figürleridir. Hayatında başarılı ve güçlü olmak isteyen insanların ilk tercihleri arasında yer almaktadır. Yunus balıkları neyi simgeler? sorusuna verilecek en güzel cevap ise, özellikle kurtuluşu temsil eder, zerafet ve güzelliğin birleşiminden doğan gücü ve samimiyetleri ile dikkatleri her daim üzerlerine çeken muhteşem varlıkları temsil eder.

Yunus Balıkları yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.

Hem dış görünüşleri hem de yürüyüşleri sebebiyle gördüğümüz anda yüzümüzde gülümsemeye sebep olan penguenler bütün bilmediğiniz yönleri ve bütün tatlılıkları ile bu yazımızda baş kahramanımız olacaklar.

Evet soğuk iklimlerin bu tatlı ve şirin canlıları penguenler, kaç yıl yaşar, penguenlerin türleri nelerdir ve penguenler kaça ayrılırlar, yaşam alanları neresidir, penguenlerin fiziksel özellikleri nelerdir, güçlü ve zayıf yönleri nelerdir, ne ile beslenirler ? Bu ve benzeri sorularınızın hepsine burada cevap bulacaksınız.

Penguenlerin Özellikleri Nelerdir?

Penguenlerin bir kuş türü olduğunu biliyor muydunuz? Ancak tüyleri kuş tüylerine asla benzemez ve perde ayaklıdırlar penguenler.

Penguenleri birbirinden ayırt etmek istediğinizde başlarındaki tüye bakarak buradaki renkleri karşılaştırıp tür ayrımı yapabilirsiniz. Bu şirin canlıların kuyrukları ise çok kısadır. Ayakları vücutlarının biraz gerisinde durur. Bu yüzden penguenler ayakta dik durabilirler.

Okyanusun derinliklerine dalma konusunda ise imparator penguenler dikkat çekmektedir. Bunlar suyun 500 metre altına kadar yüzebilmektedirler. Bazen bu hızı artırdıkları da görülür. Ayrıca kanatları yüzmeye müsait ama uçmaya müsait olmayan bu kuş türünün aslında suyun belli bir kısmına kadar ortalama 2 metreye kadar uçabildiklerini biliniyor muydunuz? Penguenler hem karada hem denizde yaşama özellikleri ile birlikte günün bir kısmını örneğin gündüzü karada geceyi ise denizde geçiriyorlar.

Bazı kaynaklarda deniz kuşu olarak geçen bu tatlı canlılar ülkemizde karabatya veya karabat kuşu olarak adlandırılırlar. Boyları 30 santim ile 1 metre arası olan ve tüylerini uçmak için kullanamayan bu canlıların 17 18 tane türü olduğu bilinmektedir. Ilıman alanlara gidildikçe boyları kısalmaktadır. Kral pengueni 45 kilogram kadar bir ağırlığa ulaşabilmektedir. Sırtları siyah ya da gri olan penguenlerin kafaları ile boyunlarının kesiştiği gagalarına kadar olan kısım turuncudur. Kafalarından boyunlarına ve ayaklarına kadar olan kısım ise beyazdır. Boyunlarının hemen altında sarı kızıl karışımı bir renkte leke vardır.

Penguenlerin çok soğuk iklimlere uyum sağladıkları bilinmekle birlikte ılıman iklimleri tercih ettikleri de görülebilir. Ayrıca penguenlerin tuzlu deniz suyu içtikleri bilinmektedir Bu yönü ile diğer canlılardan ayrılan penguenler daha da ilginç hale gelmektedirler.

Penguenler Nerede Yaşar?

Özellikle Güney kutbunda yayılış alanı bulunan penguenler Amerika’nın ve Afrika’nın güneyinde bir ada ülkesi olan Yeni Zelanda’da da görebilmektedir penguenler Kuzey yarım kürede ise yaşamamaktadırlar.

Peki Penguenler Ne İle Beslenir?

Penguenlerin beslenme şekli ise kuş türleri ve deniz canlılarıyla benzerlik gösterebilmekte. Penguenlerin genellikle deniz canlılarıyla beslendikleri bilinmektedir. Bunların başında yağ oranı bakımından zengin olan balıklar gelmektedir. Yağ, protein, mineral bakımından zengin olan mürekkep balıkları penguenlerin en çok tükettiği türlerdendir. Ayrıca deniz ve okyanuslarla yaşam alanı bulan kirillerde penguenlerce çokça tercih edilmektedir. Midye gibi denizlerde yer alan deniz kabukluları da penguenlerin çokça tükettiği besinler içinde yer almaktadır. Ayrıca penguenlerin ağızlarının içinde diş olmadığından yakaladıkları balıkları ve diğer besin kaynaklarını ağızlarında iyice yumuşattıktan sonra yutmaktadırlar.

Penguen Türleri Nelerdir?

Bu tatlı ve ilginç canlıların birçok türü vardır. Bunlardan kral penguen ortalama 300 metre derinliğe kadar dalabilmektedir. En büyük 2 penguen türünü oluşturur ve Güney Atlantik ile Güney Hint okyanusunda yaşar. Imparator penguen ise en geniş türdür. 60 kilogram ve bir buçuk metre boyuna sahipti. Bu türün yaşam alanı ise Antarktika ve Büyük Okyanustur. Adelie pengueni ise sadece balık ve kiril ile beslenir ve çok yaygındır.

Diğer penguen türleri ise; makaroni pengueni, gentoo pengueni, gözlüklü penguen ve diğerleri…

Penguen Soyları Tükenme Tehlikesi Altında

Hepimizin üzülerek bildiği bir sorun olan penguen soylarının tükenmesi günümüzde bir gerçek haline dönüştü. Uzmanlar Antarktika’da yaşayan penguenlerin soyunun yarı yarıya düştüğünü açıkladılar. Güney Kutbu’nda yaşayan penguenler küresel ısınmadan dolayı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Kral penguenlerin soyu da yine tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Yapılan araştırmalar kral penguenlerin soyunun 30 yılda %80 azaldığını gösteriyor. Tükenme büyük oranda iklim değişikliği kaynaklı. Ayrıca bu tatlı ve şirin canlıların, penguenlerin kürklerinden dolayı avlandıkları zalimce öldürüldükleri bilinmekte. Bu tür avlanmaların önüne geçmek için bu konuda bilinçlendirme yapılıp evrensel kuruluşlarca bazı kriterler belirlenmeli ve avlanmaları konusunda ciddi yasaklar oluşturulmalıdır.

Penguenler yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.

Sevimlilikleriyle sıkça karşımıza çıkan fok balıkları sevimli halleriyle dikkatimizi hemen cezbederler. Bu yüzden bu tatlı hayvanlar; fok balıkları nerede yaşar, fok balıkları ortalama kaç yıl yaşar, fok balıklarının özellikleri nelerdir gibi sorularla merakımızı artırırlar. Tüm bu sorulara bu başlık altında cevap vererek merakınızı gidermeye çalışacağız.

Fok Balıklarının Özellikleri Nelerdir?

Hem karada hem denizde yaşayabilen fok balıkları özellikle soğuk iklimlerde yaşamakla birlikte ılıman iklimlere uyum sağlayanları da görülmektedir. Ayakları yüzgeç şeklinde olan fok balıklarının başları iricedir. Gözleri de büyük olan bu hayvanların dudakları ise sert yapılıdır.

Fok balıklarının özelliklerinden biri de soğuk iklim şartlarına uyum sağlayan yağ dokularıdır. Fok balıklarının ekrandan görünce bile üşüdüğümüzü hissettiren soğuk iklimlerde nasıl yaşadıklarını hepimiz merak etmişizdir değil mi? İşte bu balıkları soğuktan koruyan tüyleridir ve bu tüyler yağ ile desteklenmektedir. Ayrıca bir fok balığının su altında kalma süresinin 10 dakikadan 30 dakikaya kadar çıktığı da bilinen bir başka gerçektir. Ayrıca bu tatlı canlıların sırt üstü yüzme özelliğine sahip oldukları da bilinmektedir.

Fok balıklarının çıkardığı ilginç sesler hepimiz tarafından zaman zaman şaşkınlıkla veya gülerek izlenmiştir. Yaşı genç olmayan fok balıklarının bir köpek gibi uluduğunu biliyor muydunuz? Ayrıca ağırlıkları 90 ile 40 tona kadar çıkabilen fok balığı da bulunmaktadır.

Fok Balıkları Nerede Yaşar?

Fok balıkları soğuk ve ılıman denizlerin kıyılarında yaşarlar. Yine bu tatlı canlıların tropik denizlerde de çok az türleri görülür. Fok balıkları bölgesel olarak ise Kuzey kutbunda yaşarlar ancak güney kutbunda görülmezler. Daha çok Antarktika ve Okyanusya gibi soğuk alanlarda yayılış gösterirler.

Fok Balıkları Neden Karınları Üzerinde Yüzer?

Fok balıkları daha çok suda yaşarlar ve bu yaşam alanına daha çok uyum sağlamışlardır. Bu yüzden fok balıklarının karada kullandıkları yüzgeçleri suda çok fazla kullanmadıklarından bu süzgeçler zayıflamışlardır. Bundan dolayı karada yürürken zorluk çekerler. Hatta çoğu zaman yürümek için karınlarını kullandığını görürüz. Yani fok balıklarının karınları üzerinde ilerlemeye çalışmalarının asıl sebebi budur.

Fok Balıkları Nasıl Beslenir?

Etçil olan fok balıkları diğer balık türleri ve diğer deniz canlılarıyla beslenir. Yengeç de tükettikleri besinler arasındadır.

Fok Balıkları Kaç Yıl Yaşar?

Hem karada hem denizde yaşayabilen hatta deniz altında uyuyabilen bu ilgi çekici canlılar genelde 20-30 yıl hatta 40 yıla kadar yaşarlar. Akdeniz foku ise ortalama 35 yıl kadar yaşar.

Fok Balıkları Hangi Türlere Sahiptir?

Bu tatlı canlıların türlerine gelin birlikte bakalım. Bu eşsiz varlıklar birçok türe sahiptir bunların başlıcaları: Boz fok, pars foku, akdeniz foku, balonlu fok, weddell foku, sakallı fok, halkalı fok ve keşiş foku.

Akdeniz Foku

Bugün dünyada sadece Yunanistan, Türkiye, Madeira Adaları, Moritanya olmak üzere 4 ülkede yaşayan Akdeniz foku bilinçsiz ve aşırı avlama, bilinçli öldürme, mağaralarında rahatsız edilme, kıyılardaki yaşam alanı kaybı gibi sebeplerle nüfusu azalmıştır. Toplamda 700-750 civarında oldukları düşünülmektedir.

Türkiye’deki Akdeniz fokları Ege’de yayılış göstermektedir. Dolayısıyla Türkiye ve Yunanistan bu türün korunması konusunda önemli görev üstlenmektedir. Bu konuda sadece devletlere görev düşmemekte biz bireyler de diğer bütün canlılar gibi fok balıklarını özellikle sayısı gittikçe azalan ve ülkemizde bulunan Akdeniz fokunu korumakla sorumluyuz. Özellikle denizlere atıkların atılmaması ve fok balıklarının ürkek olduklarını bilip daha da ürkütülmesi korunmaları açısından edineceğimiz kriterlerdendir. Akdeniz fokları özellikle sessiz kayalarda yaşamayı tercih etmektedir. Bir memeli türü olan Akdeniz foku 2-3 metre boylarında ve 200-300 kilo ağırlığına sahip olabilmektedir. İri ve siyah gözleri, yuvarlak başları, uzun bıyıkları bu türün en belirgin özellikleridir. Vücutlarının ön tarafında iki tane ön yüzgeçleri ve arka taraflarında yine iki tane yüzgeçleri bulunmaktadır. Bu hayvanlar ürkek ve diğer türlere göre daha az sosyaldir. Etobur olan bu canlılar daha çok suyun altında yakaladıkları ıstakoz, balık türleri, yengeçler ile beslenirler. Bazen ise yakaladıkları avları suyun dışına çıkarır bunları toprağı taşa vurup öldürerek yemeyi tercih ederler.

Bir fok balıkları türlerinden biri olan akdeniz fokunun türünün azalma sebeplerinden en önemlilerinden biri de yaşam alanlarının bozulması ve yok olmasıdır.

Fok Balıkları yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.

Yengeçler hem karada hemde denizlerde yaşayan canlılardır. Bizler daha çok sahillerde rastlarız. Renkleri, yürüyüşleri ve görünüşleriyle dikkatleri üzerine çeken yengeçleri sizlere kısaca tanıtalım.

Eklembacaklı ve kabuklu grubununa dahil yengeçler, 26  familyadan oluşan ve ortalama 4000 kadar çeşidi bulunan canlılardır. Bizler hepsini tek bir isimle (YENGEÇ) olarak tanısakta, Dev Yengeç, Kıllı Yengeç, Pavurya Çingene Yengeci ve Kara Yengeci gibi türleri bulunmaktadır. Bu canlıların büyük çoğunluğu yosunluk ve taşlık bölgelerde bulunmaktadır. Genelde taşlık bölgeleri yumurtalarını saklamak amaçlı kullanırlar. Derin sularda da hayatlarını sürdürebilen yengeçlerin bazı türleri 1500 mt derinlikte bile yaşayabilmektedirler.

Yengeçlerin Fiziksel Özellikleri

Bezelye yengeci diye de bilinen bazı türlerin boyu sadece birkaç mm’dir. Bunun yanı sıra boyutları 3 metreyi aşan yengeç türleri de bulunmaktadır. Gögüs kısımları ve başları kaynaşmış şekildedir. Karın kısımlarına dikkatli bakıldığında toplamında 6 kısımdan oluşmuş olduğu görülür. Gögüs kısımlarında yürümek için kullandıkları 5 bacak bulunmaktadır. Bu 5 bacaktan 2’sinin uç kısmında avlanmak ve kendilerini tehlikelerden korumak amaçlı kıskaçlar bulunmaktadır.

Yengeçlerin Cinsiyeti Nasıl Anlaşılır

Bu canlıların cinsiyetini anlayabilmek için karın kısımlarına bakmak gerekmektedir. Erkeklerde karın kısmı uca doğru daralır ve sivridir. Dişilerde ise karın kısmı yuvarlak ve geniş durumdadır.

Yengeçlerde Üreme

Yengeçler yumurtlayarak üreyen canlılardır. Yumurtalarını genellikle suya yakın taşlık bölgelere bırakırlar. Dişi yengeçlerde karın kısmında bulunan yarık yumurtaları taşımasına yardımcı olur.  Erkek yengeçlerin karın kısmında ise çiftleşmede görev yapan kapulasyon ektremiteleri bulunur.

Yengeçlerde Beslenme

Kıskaçları sayesinde sıkıntı çekmeden avlanırlar. Hem etçil hem de otçul olan yengeçler için, kendi boyutlarındaki her deniz canlısı onlar için bir avdır. En sevdiği besinler arasında su yosunları gelmektedir.

Yengeçler Kaç yıl Yaşar

26 familya ve 4000 türden oluşan yengeçlerin yaşam süreleri türlerine göre değişmektedir. Tek tek sıralamadan bir genelleme yapacak olursak, türüne göre 10 yıl ila 70 yıla kadar yaşamaktadırlar.

Yengeçler yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.

Köpek Balığı Dünyanın oluşumundan bu yana varlığını sürdürmektedirler. Okyanuslarda bulunan köpek balıkları, görünüşleri, keskin dişleri ve okyanusların en tehlikeli canlıları olmasından dolayı hep merak konusu olmuştur. Bütün bu tehlikeli özelliklerine rağmen, araştırmacılar yeni yönlerini keşfetmek için halen çalışma ve araştırmalar yapmaktadırlar.

Günümüzde okyanuslarda yaşayan yaklaşık 460 tür köpek balığı yaşamını sürdürmektedir. Bu canlıların iskeletleri kıkırdaktan oluşmaktadır ve bu balık ailesine aittir. Kıkırdak, kemik kadar sert olmayan daha hafif bir dokudur. Kıkırdak insanlarda, burun, kulak ve bazı bölgelerdedir. Kıkırdak okyanus derinliklerinde köpek balıklarının daha dayanıklı olmasını sağlar,

Derileri incelenmeye değer ilginç özelliklere sahiptir. Köpek balığının derisi, balık türlerinde dış iskelet görevini yapan bir pul düzeneğinden oluşur. Bu, düzenek kıkırdak dokusu ile beraber, köpek balığının okyanusta daha kolay hareket etmesine ve enerji tasarrufu yapabilmesini sağlar. Köpek balıkları, diğer balık türleri gibi, suyun altında nefes alabilmek için solungaçlara sahiptir. Genellikle vücutlarının 2 tarafında da bulunan hemen hemen 5 ila 7 solungaç yarıkları bulunmaktadır. Bu solungaçlar, su altında yaşamaları için gerekli oksijeni elde etmek için okyanus suyunu filtreler. Bu solungaçlar köpek balığının “akciğerler” görevi görür.

Dişler ve Büyük Bir İştah

Genelde köpek balıklarını tanımlayan ve bir o kadar da korkutucu olan kısmı dişleridir. Bütün köpek balıklarının, avlarına saldırabilmeleri ve yutabilmeleri için birden fazla diş sırası vardır. Bu dişler düzenli bir şekilde düşer ve yerine yeni dişler çıkar. Bu korkunç dişler, sahip oldukları güçlü çene, köpek balıklarını tam bir avcı yapan şeydir.

Beslenmeleri hakkında bilgi vermek gerekirse;  İzlediğimiz filmlerinin aksine, köpek balıklarının insanlara saldırıp yemek gibi bir sorunları yoktur. Duyduğumuz, Gçrdüğümüz saldırılar bu durumu değiştirmez. İnsana saldırma durumu bir köpek balığının av bölgesine fazlaca yaklaşıldığı durumlarda görülür. Köpek balıkları genelde diğer balık türleri ile beslenme ihtiyaçlarını karşılarlar.

Bu canlıların en büyük özelliklerinde biri de, kan kokusunu kilometrelerce uzaktan alabiliyor olmalıdır.

Köpekbalığı Anatomisi

Köpekbalığı Derisi

Köpekbalığının anatomisi cilt ile başlar. Derisine dokunulduğunda adeta bir zımpara kağıdına dokunmuş hissi uyandırır.

Köpek balığının yüzme esnasında plakoid pulların arkasında girdaplar oluşur. Bu da, köpek balıklarının daha rahat yüzmesine yardımcı etkenlerdendir. Köpek balıklarının neredeyse tamamının dişe benzer yapılarla kaplanmış olması korkutucu görünebilir, Fakat sadece iyi yüzmelerine etken olması dışında bir koruma kalkanı oluştururlar.

Köpekbalığı Yüzgeçleri

Bir köpek balığının yüzgecini tanımak çok kolaydır. Köpek balıklarının bir çoğunda 5 değişik yüzgeç bulunurken, bazıların da sadece 4 yüzgeç vardır. Bu yüzgeç çeşitleri şunları içerir:

• Göğüs
• Pelvik
• Sırt
• Anal
• Kuyruk
• Pektoral yüzgeçler

Pektoral Yüzgeçler

Köpek balığının başının arka kısmında, göğüs yüzgeçleri bulunmaktadır. Köpek balıkları bu yüzgeçleri yüzme esnasında vücutlarını kaldırmak ve yönlendirmek için kullanırlar.

Pelvik Yüzgeçler

Sırt Yüzgeçleri

Sırt yüzgeçleri hepimizin çok iyi bildiği yüzgeçlerdir; bu yüzgeçler köpek balığı su yüzüne çıktığında görülür. Çoğu zaman, köpek balıklarında birinci ve ikinci sırt yüzgeci bulunur. Bu yüzgeçler ayrıca yüzme esnasında stabilite için kullanılır.

Anal Yüzgeçler

Bazı köpek balıklarında, bu yüzgeçler onları sabit tutmak için yeterli değildir. Bu sebeble, anal yüzgeç ek stabilite sağlamak için bulunur. Anal yüzgeç, köpek balığının altında bulunan pelvik ve kuyruk yüzgeçleri ya da karın kısmı arasında bulunur.

Suda kendini itebilme yeteneğine sahip olan köpek balığı, bu yeteneği için kuyruk yüzgecini kullanır. Bu yüzgeç, köpek balığının türüne göre şekil ve boyutu değişken bir üst ve alt loba sahiptir. Kuyruk yüzgecinin üst lobu köpek balığının itme yeteneğinin çoğunu üretir. Kuyruk yüzgeci, tüm köpek balığı anatomisinin en önemli kısımlarındandır.

Köpekbalığı Solungaçları

Bütün balıklarda olduğu gibi, köpek balığı anatomisinde de solunum için solungaçlar bulunur. Bir köpek balığının kafasının yanında 5 ila 7 solungaç yarığı bulunmaktadır; gaz değişiminin doğru bir şekilde yapılması için, su sürekli bir şekilde solungaç yarıkları üzerinden akmalıdır.

Köpekbalığı Sindirimi

Köpek balığı anatomisinde sindirimi için bir bağırsak bulunur. Köpek balığının bağırsağı mümkün olan en az yeri kaplaması için spiral şeklindedir. Bir köpek balığı atıklardan kurtulmak istediğinde, cinsel organlarını, böbreklerini ve kloakasını kullanır. Kloaka, cinsel organların ve böbreklerin içine boşaldığı bir açıklıktır.

Köpek Balığı yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.

Balinalar okyanuslarda yaşayan devasa canlılardır. Hepimizin yakından görmek istediği, merak ettiği birçok hayvan bulunmaktadır. Büyüklüğü ve muhteşem görüntüleri ile dikkatimizi çeken  hayvanlardan biridir.

Birçok türü bulunan balinalar memeli hayvan sınıfına girmektedir. Genellikle su yüzüne çıkarak uyurlar ve uzaktan bakıldığında bir adacık görüntüsü verirler. Latince adı Cetacea olan bu canlılar 20 – 30 metre uzunluğa ve 100 ton üzeri bir ağırlığa sahip olabilirler. Planktonlar ile beslenmelerini sağlayan balinalar bu deliği süzgeç olarak kullanırlar.

Balina Türleri

Grönland Balinası, Katil Balina, Beyaz Balina, Mavi Balina, Kaşalot Balina ve Deniz Gergedanı gibi birçok türleri bulunmaktadır. Her ne kadar zararsız olarak bilinse de Okyanuslarda çok tehlikeli türleri de bulunmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi Katil Balinalar bu tehlikeli türlerin başında gelmektedir.

Nasıl Beslenir

Kuvvetli bir çeneye sahip olan balinalar beslenmelerini bu kuvvetli çeneleri sayesinde yaparlar. Gelişmiş avcılık duyuları sayesinde yiyecek bulmakta sıkıntı çekmezler. Ağız yapılarının büyüklüğü sayesinde bir seferde avlarını yutarlar. Avlarını yutma sırasında yuttukları suları ise, tepelerindeki delikten dışarıya fışkırtırlar.

Balinalarda Üreme ve Çiftleşme

Balinalarda Üreme diğer canlılarla aynıdır. 5-6 yaşlarındaki dişiler 8 yaşına gelmiş bir erkekle çiftleşir. Çiftleşmeden sonra 12 aylık bir hamilelik süreci başlar. Memeli sınıfına giren balinalar, diğer memeli sınıfında olduğu gibi yavrularını suyun içinde emzirerek beslerler. Diğer memelilerden farklı olarak balina yavruları sütü kendileri ememedikleri için anne balinalar sütü yavruların ağızlarına fışkırtırlar.

Balina Ömrü

Balinaların yaşam süresi, türlerine göre değişmektedir. Kuzey Pasifik balinaları 70-80 yıl yaşarken, Mavi Balinalar 110 yıla kadar yaşayabilmektedirler. Bütün türlere bir genelleme yapılacak olursa en az 40 sene yaşamaktadırlar. Uzun yaşamaları bulundukları bölgedeki yaşamsal duruma göre değişmektedir.

Balinalar Hakkında İlginç Bilgiler

• Ağırlıkları 150 tona ulaşmaktadır
• Beyinlerinin ağırlığı 9 kg’dır. En büyük ve ağır beyinli hayvandır.
• En çok yaşayan canlılar arasında bulunur
• Suda yaşayan canlıların en hızlı yüzenlerinden biridir. Saatte 55 km hıza ulaşabilirler.
• Buzul Balinaları nesli tükenmekte olan canlılar arasındadır. Günümüzde 1000 tane olduğu bilinmektedir.

Balinanın Soyu Nereden Gelir

Balinaların ve Yunus Balıklarının ilk memeli atalarının 50 milyon yıl önce yaşamış olan Pakicetus türü olduğu bilinmektedir. Bu türün yaşadığı bölge Pakistan sınırlarındadır.

En son yapılan araştırmalara göre Balinaların nesli tehlike altındadır. Özellikle kimyasal zehirlerin yoğun olduğu denizlerde risk daha da büyüktür. Araştırmacılara göre, Japonya, İngiltere, Cebelitarık, Brezilya kıyıları ve kuzey doğu Pasifik’teki katil balinalar büyük tehlike içinde bulunuyor.

Balinalar yazısı ilk önce HYH üzerinde ortaya çıktı.